Kayıtlar

Francisco Goya’nın “El Pelele” eseri

Resim
Pek çok asilzadeyi familyasıyla birlikte portreleyen  Francisco Goya , 1792’de bir yağlıboya eser yaptı. Orijinal ismiyle “ El Pelele “, İngilizce ismiyle “ The Straw Manikin “, dilimizde ise “ Kukla ” olarak geçen bu tablo, dört kadının battaniyeyle havaya attığı kuklayı gösteriyor. Tablodaki ilginçlik, kuklanın  erkek olması. İspanyol romantik  Goya , bu eser bittiğinde kötü bir rahatsızlık geçirdi ve duyma yetisini kaybetti. Bu talihsiz durum, ressamımızın eserlerine farklı biçimlerde yansımıştır. Benim bahsedeceğim “ El Pelele “, sağırlığın hemen öncesinde, o meşhur kezzaplı  Los Caprichos Gravürleri ‘ne başladığı dönemine denk düşüyor.  82 senelik ömrüne resim sanatının en romantik İspanyol tablolarını veren  Goya , 1808’e dek İspanya Kralı olan  4. Charles  için yaptığı “ El Pelele “ye bakınca üçü bize dönük dört kadının tuttuğu bir battaniyeyle havaya fırlatılan bir pamuk ya da saman kukla görüyorsunuz. Bu kuklanın cinsiyeti  erkek . Yüzü bize dönükse de gözleri sabit şek

Heykel Sanatı

Resim
Heykeltraş kimdir Heykeltraş  (İngilizce  sculptor ) kelime anlamı ile taş, beton, demir, sac, bronz, polyester gibi maddeleri işleyerek  heykeller ,  anıtlar , abideler, çeşitli şilt, plaket veya süs eşyaları yapan kişidir. Heykeltraş nasıl çalışır Heykeltraş, gelen talebe göre hazırlayacağı heykeli zihninde tasarlar en uygun malzemeyi seçip eserin alçı, balmumu veya çamurla taslağını (eskizini) hazırlar, taslağın ölçümlerini gerçek malzeme üzerine nokta veya çizgi halinde işaretler, kullanılan malzemenin türüne göre uygun araç ve gereçleri kullanarak istenilen formu kabaca oluşturur, taş ve beton dışındaki maddelerle çalışıyorsa ekleme, kalıp alma, kaynatma gibi yöntemlerle malzemeye şekil verir, elmas veya çelik uçlu kalemlerle oluşturulan formun ince oyuntularını şekillendirir, eserin yüzeyini parlatır. Heykeltraş  çalışmalarını atölyesinde  yürütür. Çalışma ortamı kirli, çamurlu fakat sakindir. Heykeltıraş genellikle tek başına çalışır, zaman zaman müşterilerle ve diğe

Medusa'nın Salı

Resim
Louvre Müzesi’nde sergilenmekte olan, romantik resmin doruk yapıtlarından biri olarak kabul edilen,  Théodore Géricault’ nun en ünlü tablosu  Medusa’nın Salı . Tablo, bir Fransız gemisinin kayalara bindirerek batışı sonucunda bitkin düşmüş ve deliliğin sınırlarına varmış kazazedelerin ufukta bir yelkenli gördükleri duygusal anı yansıtmaktadır. Yapıtlarındaki piramit biçimli hareket, ters ışık uygulamaları, dehşet ve çılgınlık sahneleri, ayrıntıların gerçekçiliğine rağmen onu Romantizm’in temsilcilerinden biri yapmıştır. Medusa’nın Salı, yıkım, acı ve yoksunlukla biçimsizleşmiş vücutlar ve yüz ifadeleri, kalın ve yoğun boya tabakalarındaki yalın ve gerçekçi tekniği ile  Goya ’ya yaklaşır.

Halk'a Yol Gösteren Özgürlük !

Resim
Halka Yol Gösteren Özgürlük , Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. 1830 senesinde  Kral X. Charles’ in devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasının anısına yapılmıştır. Tüm dünyada Fransız Devrimi’nin simgesi kabul edilmektedir. Resimde, özgürlüğü simgeleyen bir kadın, bir elinde Fransız bayrağı, diğer elinde ise bir tüfek taşıyarak yürümekte, peşinden gelen devrimci insanlara barikatları aşmada öncülük etmektedir. Elbisesi yırtıktır, göğsü ve ayakları çıplaktır, başında özgürlük simgesi olan  Frigya başlığı  vardır. Bir yanında yoksulları temsil eden, her iki elinde de birer tabanca taşıyan bir çocuk, öbür yanında burjuvaları temsil eden, eli tüfekli, başında silindir şapka olan bir adam vardır. Çatışma içindeki bir şehirde, yerdeki yaralıların ve ölülerin arasından geçmektedirler. Bu tablo,  modern resim sanatının ilk politik çalışması  olarak kabul edilmektedir. Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Resimdeki eli tabancalı çocuk figüründe  Victor

Guernica

Resim
İspanyol ressam  Pablo Picasso ‘nun en ünlü işidir “Guernica”. Geometrik çizgilerden  Kübik  bir eser olduğunu rahatlıkla çıkarabileceğimiz eser, anlamı itibariyle de  Kübik ‘tir. 1937 yılında, ressamımız 56 yaşındayken  349.3 x 776.6 cm ‘lik kanvas üzerine yağlıboyayla yapılan “ Guernica “nın hikayesinden bahsetmeye çalışacağım. İspanya, 1936 senesinde bir iç savaş yaşadı. Milliyetçi kesim, Cumhuriyetçiler’i vurdu; halk kendi kendini yok etti.  Biscay Bölgesi ‘nde ikamet eden  Guernica Kasabası , bu iç savaştan en büyük yara alan yerleşim yerlerinden biriydi. 1937 senesinde Milliyetçi kesim, daha da güçlenmek adına dışarıdan yardım aldı. Nazi Almanyası ve İtalyan uçakları, İspanya’nın bu zayıf döneminden faydalanarak Milliyetçilere bombardıman uçakları temin etti. 5000’den az nüfusa sahip  Guernica Kasabası ‘nda bombaların çıkardığı yangınlar 3 gün sönmedi ve kayıtlara göre 1654 kişi öldü. Bu vahşetin en acı tarafı da kasaba halkının erkekleri Milliyetçilere karşı savaşmak için k

Tasarım Nedir?

Resim
Tasarım  bir yapı ya da aygıtın kısımlarının kâğıt üzerine çizilmiş biçimi anlamında kullanılan “tasar” kökünden türetilmiş olan “tasarı” ya dayanmaktadır. Bir tasarım kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahip olmalıdır. Bütün sanatların temelinde  bir tasarım olgusu bulunmaktadır. Tasarlama eylemi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içine almaktadır. Tasarım, bir sorunun çözümü için geliştirilmiş plan ya da fikirdir. Tasarım, öncelikle zihinde var olan bir fikirdir; ama bu fikir bir biçim verme dinamiğini içerir ve oluşum süreci içinde biçim kazanmış bir nesne olarak somutlaşır. Buna göre, her tasarım olgusunda bir fikir ve o fikre göre biçimlenmiş bir esne bulunur. Tasarım kavramı her çeşit nesnenin ve düşüncenin insan tarafından oluşturulması anlamında kullanılmaktadır.

BREUGEL- İKARUS’UN DÜŞÜŞÜ

Resim
Pieter Breugel (1525- 1569)  Hollandalı büyük Rönasans ressamıdır. Eserlerinde sıkça rastlanan tema: Savaşlar, yıkımlar, perişan insanlar ve bu dönemlerdeki dayanışma çabalarıdır. Breugel 1558 yılında ünlü “İkarus’un Düşüşü”adlı tablosunu yapmıştır. İkarus, Yunan mitolojisinde bilinen karakterlerden biridir. Atina’lı mimar Daidalus ve oğlu İkarus, Kral Minos’un emriyle, kendisinin inşa ettiği labirente, ”  Labyrinthos ”a kapatılmış. Daidalos bu durumdan çıkış yolları araştırmış ve sonunda kuşların pencere önüne bıraktığı tüylerden her ikisi için de kaçmaya yarayacak genişlikte iki çift kanat yapmış, bu kanatları balmumuyla bedenlerine, omuz başlarına yapıştırmış; oğlu İkarus’a ne çok alçaktan, ne de çok yüksekten uçmamasını ve güneş ışınlarına fazla yakınlaşmamasını tembih etmiş. Fakat, İkarus takma kanatlarıyla havalandıktan, uçmaya başladıktan sonra, aydınlığı, güneş ışınlarını ve bunların ardındaki gerçeği biraz daha yakından görmek ve daha çok özgürleşmek istemiş. Ancak ge